YUNUS EMRE
21/04/14 | YORUM SAYISI 10 | GÖRÜNTÜLENME 5606 | Ters Dizgi
YUNUS EMRE ( 1238 - 1320 )
Bilinen hususlar onun Risalet-ün-Nushiyye adlı eserini H.707 (M.1308) yılında yazmış olması ve H.720 (1320) tarihinde vefat etmesidir.
Böylece H.638 (M.1240-1241) yılında doğduğu anlaşılan Yunus Emre XIII. yüzyılın ikinci yarısıyla XIV. yüzyılın ilk yarısında yaşamıştır.
Bu çağ,Selçukluların sonu ile Osman Gazi devrelerine rastlamaktadır.Yunus Emre'nin şiirlerinde bu tarihlerin doğru olduğunu gösteren ipuçları bulunmakta; şair, çağdaş olarak Mevlana Celaleddin, Ahmet Fakıh,Geyikli Baba ve SeydiBalum'dan bahsetmektedir.
TRT YUNUS EMRE BELGESELİ
Ben Dervişim Diyene Bir Ün Edesim Gelir
Ben dervişim diyene, bir ün edesim gelir
Seğirdüben sesine, varıp yetesim gelir
Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir
Varıp anın üstüne, evler yapasım gelir
Altında gayya vardır, içi nar ile pürdür
Varuben ol gölgede, biraz yatasım gelir
Oda gölgedir deyu, ta'n eylemen hocalar
Hatırınız hoş olsun, biraz yanasım gelir
Ben günahımca yanam, rahmet suyunda yunam
İki kanat takınam, biraz uçasım gelir
Andan Cennete varam, Cennette huriler görem
Huri gılmanı, bir bir koşasım gelir
Derviş Yunus bu sözü, eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeken bir Molla kasım gelir
Çıktım Erik Dalına
Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyıp
Der ne yesin kozumu
Uğruluk yaptı bana
Bühtan eyledim ona
Çerçi de geldiaydur
Hani aldın gözünü
Kerpiç koydum kazana
Poyraz ile kaynattım
Nedir diye sorana
Bandım verdim özümü
İplik verdim cullaha
Sarıp yumak etmemiş
Becid becid ısmarlar
Gelsin alsın bezini
Bir serçenin kanadın
Kırk katıra yükledim
Çift dahi çekemedi
Şöyle kaldı kazını
Yunus bir söz söylemiş
Hiç bir söze benzemez
Münafıklar elinden
Örter mana yüzünü
Çıktım Erik Dalına
Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyıp
Der ne yesin kozumu
Uğruluk yaptı bana
Bühtan eyledim ona
Çerçi de geldiaydur
Hani aldın gözünü
Kerpiç koydum kazana
Poyraz ile kaynattım
Nedir diye sorana
Bandım verdim özümü
İplik verdim cullaha
Sarıp yumak etmemiş
Becid becid ısmarlar
Gelsin alsın bezini
Bir serçenin kanadın
Kırk katıra yükledim
Çift dahi çekemedi
Şöyle kaldı kazını
Yunus bir söz söylemiş
Hiç bir söze benzemez
Münafıklar elinden
Örter mana yüzünü
Yunus Emre
Adem Oğlu
Miskin Adem oğlanı,nefse zebun olmuşdur
Hayvan canavar gibi,otlamağa kalmıştır
Hergiz ölümün sanmaz,ölesi günin anmaz
Bu dünyadan usanmaz,gaflet önin almışdur
Oğlanlar öğüt almaz,yiğitler tevbe kılmaz
Kocalar taat kılmaz,sarp rüzgar olmuştur
Beğler azdı yolundan,bilmez yoksul halinden
Çıktı rahmet gölünden,nefs gölüne dalmışdur
Yunus sözi alimden,zinhar olma zalimden
Korkadurın ölümden,cümle doğan ölmüşdür.
Bir Kez Gönül Yıktın İse
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Bir gönülü yaptın ise
Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise
Binde bir ise az değil
Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hak'kı göre
Er odur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil
Erden sana nazar ola
İçin dışın pür nur ola
Beli kurtulmuştan ola
Şol kişi kim gammaz değil
Yunus bu sözleri çatar
Sanki balı yağa katar
Halka matahların satar
Yükü gevherdir tuz değil
Aşık Kendi Kanını
Helal kıldı ma'şuka aşık kendi kanını
Ma'şuk nakşından okur aşk eri Kur'anını
Yardan ayrı olunca asılıp ölmek yeğdir
Aşık kendi bırakır boynuna urganını
Gitmez aşık gözünden hergiz ma'şuk hayali
Nitekim zilha verir Yusuf'un nişanını
Dirlik budur aşıka ma'şuk yolunda öle
Sorarlar ise aydam aşıkın burhanını
Belkıys ile Süleyman aşka düştü bir zaman
İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını
Gökteki Harut Marut aşk için indi yere
Zühre yüzün görecek unuttu Rahman'ını
Güzaf görmen siz aşkı kime oğradı ise
Sultanı iltir baştan yitirir hanmanını
Ferhat bu aşk yolunda başın külünge tuttu
Hüsrev Şirin derdinden dosta verdi canını
Leyli'yle Mecnun işi acebdür ( ür ) bu halka
Abdürrezzak terk etti aşk için imanını
Zemane vefaları cefa gelir yunüs'a
Bir doğru yer bulucak fidi kılar canını
Aşıkmı Diyem
Erenlerin gönlünde ol sultan dükkan açtı
Nice bizim gibiler anda konuban geçti
Cümle erenler uçtu dağlar yazılar geçti
Aşk kazanına düştü kaynayıbanı pişti
Bu dünyanın meseli benzer murdar gövdeye
İtler gövdeye düştü Hak dostu kodu geçti
Aşıkmı diyem ona can terkini urmadı
Aşık ona diyeler kim melamete düştü
Yine esridi Yunus Taptuk yüzün görelden
Meğer onun gölünden bir cur'a şerbet içti
Bilmediler
Hakiykatin ma'nisin şerh ile bilmediler
Erenler bu dirliği riye dirilmediler
Hakiykat bir denizdir şeriattır gemisi
Çoklar gemiden çıkıp denize dalmadılar
Bular geldi tapıya şeriat tuttu durur
İçeri giribeni ne varın bilmediler
Dört kitabı şerh eden asıdır hakıykatte
Zira tevsir okuyup ma'nisin bilmediler
Yunus adın sadıktır bu yola geldin ise
Adın değşirmeyenler bu yola gelmediler.
GEL GÖR BENİ AŞK NEYLEDİ (İBRAHİM SADRİ)
Gel Gör Beni Aşk Neyledi
Gönlüm düştü bu sevdaya
Gel gör beni aşk neyledi
Başımı verdim kavgaya
Gel gör beni aşk neyledi
Ben ağlarım yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne akilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Aşkın beni mest eyledi
Aldı gönlüm hasta eyledi
Öldürmeye kast eyledi
Gel gör beni aşk neyledi
Gah eserim yeller gibi
Gah tozarım yollar gibi
Gah akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Akan sulayın çağlarım
Dertli yüreğim dağlarım
Yarim anuben ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi
Benzim sarı gözlerim yaş
Bağrım pare cigerim taş
Halden bilen dertli gardaş
Gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağladım güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi
Ben yunusu biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Aşk elinden avareyim
Gel gör beni aşk neyledi
[1]