BRASSAI
02/07/13 | YORUM SAYISI 0 | GÖRÜNTÜLENME 3602 |    Ters Dizgi
Brassai, Paris’li olmayan birçok kişinin, Paris hakkındaki fikirlerini şekillendiren fotoğrafların fotoğrafçısı olarak bilinir. O’nun en bilinen çalışmaları, 1930′ ların Paris’inin gece manzaraları, mimarisi, cafe ve bar insanları ve şehri gece yaşatan işçilerinin fotoğraflarıdır.

Romanya’nın Brasso şehrinde -adını sonradan bu şehir ismiyle değiştirir- yüzyılın dönümünde doğan Gyula Halasz – Brassai`nin öncelikli amacı bir ressam olmaktı. Macaristan ve Almanya’da sanat eğitimi aldıktan sonra 1924 yılında gazeteci olarak Paris’e geldi. Henüz çocukken babasının yanında Paris’e gelmiş ve bir sene burada kalmıştı. Bu şehrin O’nun üzerinde bıraktığı etki geri dönüşünde öenmli bir etken olur. Brassai Paris’in caddeleri ve meydanlarındaki gece yaşantısından çok etkilenir. O günlerden “Etrafımdaki görüntüler beni büyülemişti. Onları kaydetmek benim için bir tutkuya dönüştü.“ diye bahsetmiştir. Ancak yetenekli bir ressam olmasına rağmen, resmin yavaş olduğunu ve anı yakalayamadığını düşünüyordu.

O dönemde arkadaşlık kurmaya başladığı Andre Kertesz, Brassai’yi, fotoğraf çekmeyi denemesi konusunda ikna etti. Brassai Paris’teki ilk altı yılı boyunca fotoğraf çekmekten, çok mekanik olduğu ve kişisel olmadığı düşüncesiyle çekinmişti. Düşünceleri, çektiği Paris gecelerinin fotoğraflarının sonuçlarını gördükten sonra hemen değişti. Tüm zamanını fotoğrafa adadı ve 1933 yılında, tamamı güneş battıktan sonra çektiği fotoğraflardan oluşan “Paris de Nuit“ ( Gece Paris ) kitabını yayımladı.


O dönemde cafe ve barların etrafında sürekli yaptığı turlar Brassai’ye birçok sanatçı ve yazar ile tanışma fırsatı verdi. Picasso, Giagometti, Sartre, Henry Miller ve daha birçoklarıyla ömür boyu süren arkadaşlıklar kurdu.

Çektiği birçok Paris fotoğrafı dergilerde kullanılmış, birçoğu da kariyerinin son günlerine kadar görünmeden ve yayınlanmadan kalmıştır. Bu görüntüler özellikle fahişelerin, ilaç bağımlılarının, aşıkların ve performansçıların savaş öncesi Paris’indeki fotoğraflarıdır.

Brassai’nin fotoğrafçı olarak ünü 1930′ların ortasında Amerika’ya ulaşır ve çalışmalarından bazıları Modern Sanatlar Müzesi’nde açılan “Fotoğraf: 1839 – 1937“ isimli sergiye alınır. Brassai 2. Dünya Savaşı patlak verinceye kadar Paris’i fotoğraflamayı sürdürür. İşgal altındaki Fransa’ da fotoğraf çekmek imkansızlaşır ve Brassai önceki uğraşı olan çizime döner. Savaş bittiğinde bu çizimler sergilense de, tekrar fotoğraf çekmeye, aynı zamanda da Henri Miller tarafından önsözü yazılan ve 1948 yılında yayımlanan “Histoire de Marie“ isimli kitabını yazmaya başlar. 5 yıl sonra da fotoğrafları “Camera in Paris“ adlı albümde yayımlanır.

Brassai 1950′ lerden itibaren fotoğraf makinesini şehrin caddeleri boyunca ilgisini çeken duvar yazıları ve resimlerine çevirir. Fransa ve İspanya’ nın değişik şehirlerine seyahat eder ve fotoğraf çekmeyi sürdürür. Picasso ile arkadaşlığı sonucunda 1964 yılında oldukça ses getiren “Conversation avec Picasso“ ( Picasso ile Söyleşiler ) kitabı yayımlanır. Brassai 1984 yılında Paris’te ölür.


















tutunamayanlarJuly 2, 2013, 2:59
[1]
Çevrimiçi Üyeler
Üye Ziyaretçi