Magnum Ajansının kurucularından olamasa da, ajansın ilk dönemine damgasını vuran önemli Belgesel fotoğrafçı. Kariyerinin doruklarındayken geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Bischof, geleneksel Magnum fotoğraf yaklaşımının Robert Capa ile temellerini oluşturmuştur.
Werner Bischof, 1916 yılında Adalbert ve Marie Bischof’un ikinci çocukları olarak dünyaya geldi. Babası bir ilaç firmasının müdürüydü. Henüz 15 yaşındayken annesini kaybetti. 16 yaşında resim ve alanındaki becerisini keşfedip sanatçı olmaya karar verdi. Bu girişimi babası tarafından “daha ciddi işlerle uğraşması” gerekçesiyle tepkiyle karşılandı. Ancak babası daha sonra ısrarlarına dayanamayıp oğlunun güzel sanatlar eğitimi almasını onayladı. Bischof 1932 yılında başladığı akademide fotoğrafa duyduğu ilgiyi keşfetti. Akademide, Hans Finsler (Fotoğraf) ve Alfred Willimann (Grafik)’dan alan ile ilgili ilk eğitimini aldı. 1936 yılında, yaptığı deneysel fotoğraf çalışmaları ile “Fotoğrafçı” olarak diplomasını aldı. Aynı yıl Zürih’te Reklâm ve Moda fotoğrafçılığı çalışmaları yapacağı ilk stüdyosunu açtı. 1939 yılında kendini geliştirmek ve çalışmalarını duyurmak için Paris’e gitmesine rağmen 2. Dünya Savaşının başlaması ile tekrar Zürih’e döndü. Savaş sırasında 800 gün askerlik yapan Bischof savaşın geri kalan dönemini stüdyosunda geçirdi. Savaş sırasında stüdyoda geçen dönemlerinde ışık ve form konusunda yaptığı natürmort ve nü çalışmaları ile sanatını geliştirdi. 26 yaşında aylık olarak yayınlan “Du” dergisinde fotoğraf çalışmalarını ilk kez yayınladı ve dergini şef editörü Arnold Kübler’in etkisi ile çalışmalarında önceki deneysel çalışmalarından farklı olarak belgesel eğilimle, insan fotoğrafları çekmeye başladı. 29 yaşında stüdyo çalışmalarını sonlandırdığı ve stüdyo çalışmalarından oluşan “24 Photos” isimli portfolyosunu yayınladı. Savaşın sona ermesi ile altı yılın ardından ilk kez İsviçre dışına çıkarak, Almanya’ya savaşın yarattığı yıkımı gözlemlemeye ve fotoğraflamaya gitdi. Aynı yıl Hollanda ve Fransa’da da benzer çalışmayı yapar ve Mayıs 1946’da Du dergisinde çalışmasını “Yeniden İnşa edilen Avrupa” adı ile yayınlar. Bu çalışmanın ardından, 46 yazında, doğasından ve kentsel yaşamının gizemimden etkilendiğini dile getirdiği İtalya’ya yapılan, İsviçre yardımını fotoğrafladı. Ağustos 1946 ve Mart 1947 tarihleri arasında bu kez Yunanistan’a giden Bischof, ülkeye gerçekleştirilen İsviçre Yardımının sonuçlarını fotoğrafladı. Yılsonunda ise Madrid’e geçerek, daha sonra evleneceği Roselina Mandel ile tanıştı. Batı Avrupa’da yaptığı çalışmanın sona ermesinden sonra bu sefer uzun soluklu Doğu Avrupa konulu fotoğraf çalışmasına başladı. 1946 ve 1949 yılları arasında gerçekleştirdiği belgesel çalışma ilkin Temmuz 1949’da “Du” dergisinde ardından Aralık 1949’da “Life” dergisinde yayınlandı. 1949 yılında Belgesel alanında gösterdiği başarının ardından Magnum Ajansına katılan Bischof İngitere ve İtalya’da çalışmaya başladı. Aynı yıl Roselina ile evlendi ve “Annesi ve Çocuğu” adlı albümünü yayınladı. Magnum adına Avrupa’da gerçekleştirdiği kısa dönemli röportaj çalışmalarının ardından 1951 yılında Hindistan’a gitti. Bombay’da “Generation-X”, Bihar’da “Famine” isimli projelerde çalıştı. Sıkkım’da ise dağ fotoğrafları çekti. Ardından kısa süreli geziler halinde Kore ve Japonya’ya gitti. Japonya gezisi sırasında Magnum tarafından görevlendirildiği Okinawa’daki Amerikan üssünün fotoğraflarını çekti. 1951–52 yılları arasında Kore’ye üç kere giden Bischof, burada uluslararası basın için savaşın iç yüzünü fotoğrafladı. Kore savaşının hemen ardından Asya üzerine hazırlayacağı kitap için karısı ile birlikte Hong Kong’a gitti. 1952 yılında bu kez de savaş fotoğrafçısı sıfatıyla Hindiçine gitti. Ancak, burada savaşın kendisinden çok savaşın sivil nüfus üzerindeki etkilerini fotoğrafladı. Asya’da geçen iki yılın ardından 1953’te döndüğü Zürih’te “Uzak Doğu’nun İnsanları” isimli gösteriyi hazırladı. Aynı isimli çalışma Temmuz 53’te Du dergisinde yayınlandı ve aynı yıl Japonya isimli kitabının hazırlıklarını tamamladı. Eylül 1953’te New York’a giden Bischof burada bir firmanın desteği ile Amerika kıtasında yapacağı röportaj çalışmasının hazırlıklarına başladı. Hazırlıkların ardından Meksika, Panama, Peru ve Şili’yi kapsayacak olan gezisine başladı. Ancak bu gezi Peru’da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmesi nedeniyle tamamlanamadı.
Bischof’un kısa süren kariyerine rağmen ürettiği çok sayıda fotoğraf bir yana, farklı fotografik uygulama alanları içerisindeki çalışmaları ününü artırmıştır. Akademi yıllarında, çağdaşları gibi deneysel fotografik uygulamalar yönelmiş, ardından haber ve belgesel nitelikli fotoğrafla üretmiştir. Döneminin önemli fotoğrafçıları gibi dünya siyaseti açısından önemli gelişmeleri (2. Dünya Savaşı sonrası ve Kore, Hindiçin savaşları gibi) takip etmiş ama çağdaşı Robert Capa veya Eugene Smith’ten farklı olarak, toplumsal değişmelerin görünen tarafını değil iç yüzünü tanımlamaya çalışmıştır.