Ondokuzundayken, 1898′de, babası medrese öğrenimi için, İstanbul’a gönderir onu. Fethiye Medresesi’ne yerleştirir. Ama Neyzen Tevfik, zamanını daha çok Galata ve Yenikapı mevlevihanelerinde geçirir.
Bu arada Mehmet Akif Ersoy’la tanışır. Akif, dönemin seçkin müzisyen ve edebiyatçıları ile tanışmasını sağlar. 1901 yılında, medrese giyimi olan cüppe ve şalvar yerine Akif’in verdiği setre pantolonu giymesi, akşamları medrese dışında kalması ileri-geri konuşmalara yol açınca, Fethiye Medresesi’nden ayrılır. Önce Fatih’teki Şekerci Hanı’na, sonra da Çukurçeşme’deki Ali Bey Hanı’na yerleşir.
Bu arada babasını tanıyan ve daha sonra Şeyhülislam da olan Musa Kazım Efendi onu kendi derslerine kabul eder.
Onun sayesinde Neyzen Tevfik, Ahmet Mithat Efendi, Muallim Naci, Şair Şeyh Vasfi gibi edebiyatçılarla tanışır. Mehmet Akif’le dostluğu sürmektedir. Neyzen, Akif’e ney öğretir; Akif ise Neyzen’e Arapça, Farsça ve Fransızca.
Dost çevresi içinde artık İbnülemin Mahmut Kemal, Tevfik Fikret, Uşakizade Halit Ziya, Ahmet Rasim, Tanburi Cemil, hacı Arif Bey, Yunus Nadi de vardır.
Kaynak: neyzentevfik.org