JOHANNES VERMEER
17/03/14 | YORUM SAYISI 0 | GÖRÜNTÜLENME 3931 |    Ters Dizgi
Johannes ya da Jan Vermeer (31 Ekim 1632'de Delft'te Joannis ismiyle vaftiz edildi ve 16 Aralık 1675'te aynı şehirde Jan ismiyle gömüldü), evlerin içindeki gündelik hayatı betimlediği tablolarıyla tanınan Hollandalı Barok ressam. Vermeer yaşamı boyunca başarılı, taşralı bir tür ressamı olarak tanındı. Göreceli olarak çok az tablo ürettiği ve ölümünün ardından eşi ve çocuklarına borç bıraktığı için zengin bir adam olarak anılmamaktadır.

Vermeer, parlak renkler, peygamberçiçeği mavisinden sarıya kadar pahalı boya maddeleri kullandığı resimleri üzerinde son derece dikkatli ve yavaş çalıştı. Tablolarındaki ışık kullanımı ve ustalıklı işleyiş ile ünlendi. Çalışmalarında çoğunlukla açık bir sevgi teması özellikle de aşk hastalığı dikkat çeker. Onun eserlerinde yarattığı dünya yaşadığına göre çok daha kusursuzdu.

Ölümünün ardında bir yüzyıl boyunca unutulan Vermeer, 1866 yılında sanat eleştirmeni Thoré Bürger tarafından tekrar keşfedildi. Bürger, Vermeer'in 66 eseri hakkında bir makale yayınladı (bugün bu eserlerden 35 tanesinin onun olduğu kabul edilmektedir) O günden itibaren Vermeer'in ünü büyüdü ve Hollanda Altın Çağı'nın en önemli ressamlarından biri kabul edilmeye başlandı.

Yaşamı
Vermeer'in yaşamı hakkında çok az bilgi vardır. Delft kentinde resim yaparak yaşamını kazandığı düşünülmektedir. Ressamla ilgili kaynaklar bazı devlet kayıtları ve diğer ressamların yorumları olduğu için Thoré Bürger onu "Delft'in Sfenksi" olarak andı. John Michael Montias, Vermeer hakkında Vermeer and his milieu: a web of social history isimli bir biyografi yazdı. Bu biyografide de ressamın yaşamından çok o dönemki sosyal hayat anlatıldı.

Gençliği
31 Ekim 1632'de Johannes Reform Kilisesi'nde vaftiz edildi. Babası Reijnier Janszoon orta sınıf bir ipek işçisiydi. Bir süre Amsterdam'da ressamların yaşadığı bir sokakta kaldıktan sonra 1615 yılında Digna Baltus ile evlendi ve çift Delft'e taşındı. 1620'de kızları Gertruy'u vaftiz ettirdiler. 1630'larda Reynier Janz resim ticaretine başladı. 1631'de ise Uçan Tilki isimli bir han aldı. On sene sonra pazar meydanında daha büyük bir han aldı. Vermeer'in babası 1652'de vefat etti.

Evliliği ve ailesi
Bir protestan kilisesinde vaftiz edildiği bilgisine rağmen Johannes Reijniersz Vermeer, katolik bir kız olan Catherina Bolenes ile evlendi.

Evliliğin kutlaması küçük bir köy olan Schipluiden'de yapıldı.Damat için bu, kârlı bir evlilikti çünkü kayınvalidesi Maria Thins, Vermeer'e göre çok zengin bir kadındı. Büyük ihtimalle 5 Nisan 1653'teki nikahtan önce ressamın katolik olmasını da o istemişti.
Bazı uzmanlar Vermeer'in katolikliğine şüpheyle yaklaşmaktadır. Fakat ressam Katolik İnancının Alegorisi (1670-1672) isimli tablosunda komünyon inancını anlattı. Bu tablo, gizli bir kiliseye sahip bir katolik için yapılmıştı. Vermeer, evlerinin ikinci katındaki odasında hayatının sonuna kadar resimler çizdi. Eşi ressama on dört çocuk doğurdu. Bu çocukların on tanesi yaşayabildi (üç erkek ve yedi kız).

Kariyeri
Vermeer'in bir ressamın yanında çırak olup olmadığı ve eğer olduysa o ressamın kim olduğu belirsizdir. Genellikle kendi kasabasında çalıştığına ve öğretmeninin ya Carel Fabritius ya da Leonaert Bramer olduğuna inanılır. Kendi kendine resim yapmayı öğrenmiş olabileceği gibi, babasının bağlantıları sayesinde bir eğitmen tarafından eğitilmiş de olabilir.

29 Aralık 1653'te, Vermeer ressamlar için ticari bir kuruma üye oldu. Kurumun kayıtlarına göre Vermeer üyelik için gerekli ücreti ödememişti. Bu da onun finansal durumunun kötülüğü hakkında bir ipucu olabilir. 1657'de yerel bir sanat koleksiyoncusu olan Pieter van Ruijven ile tanıştığı ve Ruijven'in Vermeer'e para verdiği düşünülmektedir. 1662'de ise Vermeer kurulun yöneticiliğine seçildi. 1663, 1670 ve 1671'de bu makama tekrar seçilmesi çevresi tarafından takdir edildiğinin bir kanıtı olabilir.

Vermeer her tablosu üzerinde teker teker çalışan ve senede en fazla üç eser üreten bir ressamdı. 1672 yılında XIV. Louis'nin komutasındaki Fransız ordusu güneyden saldırarak Hollanda Cumhuriyeti'ni işgal etti. Bu sırada İngilizler de ülkeye savaş açmıştı ve doğudan da iki Alman piskoposu Hollanda'ya zarar vermeye çalışıyordu. Bütün bu olaylar pek çok Hollandalının paniklemesine, dükkânların ve okulların kapanmasına sebep oldu. Bu şekilde geçen yıllar Vermeer'e hem bir ressam hem de bir sanat tüccarı olarak büyük zarar verdi. Geniş bir aileye bakmak zorunda olan ressam borçlanmaya başladı.

Sanatçı, Aralık 1675'te geçirdiği cinnet sonucu bir buçuk gün içerisinde 43 yaşında vefat etti. Eşi, yazılı bir dökümanda kocasının ölüm sebebinin finansal baskıların oluşturduğu stres olduğunu açıkladı. On bir çocuğu tek başına büyütmek zorunda kalan Bolnes yüksek mahkemeden borçların silinmesini istedi.
Delft'te saygı duyulan bir ressam olan Vermeer, yaşadığı dönemde kendi kasabası dışında tanınamadı.

Teknik
Vermeer pointillé olarak adlandırılan tekniği kullanıyordu ve resimlerini boyayı tuval üzerine gevşek ve tanecikli katmanlar hâlinde yayarak çiziyordu. Resimlerinde kusursuz yerleşimi yakalayabilmiş olmasına rağmen, tablolarında ön çalışmalara ait izler bulunmaz. Ayrıca, tablolar haricinde hiçbir çizim, kesin olarak Vermeer'e mal edilmemiştir. David Hockney'nin yanı sıra, Hockney-Falco tezini savunan birçok sanat tarihçisine göre, ressam bu kesin yerleşimi elde edebilmek için camera obscura kullanıyordu. Çıplak göz yerine bu tür bir lensin kullanılmasıyla ortaya çıkacak ışık ve perspektif etkilerinin Vermeer'in tablolarında da görülmesi, bu görüşü desteklemektedir. Ancak ressamın camera obscura'yı ne ölçüde kullandığı konusu, tarihçiler arasında tartışmalıdır.

On yedinci yüzyıl ressamları arasında Vermeer kadar müsrif bir şekilde lacivert taşı ya da doğal lacivert gibi pahalı boya maddeleri kullanan yoktur. Vermeer, sadece bu maddeleri kullanarak doğallığı yakalamamış ayrıca amber ve toprak gibi maddelerle iç mekandaki ışıklandırma ve duvara birden çok renk yansıtma konusunda başarılı olmuştur. Vermeer'in bu çalışma metodunda Leonardo’dan esinlendiği düşünülmektedir.

Ressamın, doğal laciverti en etkili kullandığı eserlerinden biri Şarap Bardaklı Kız'dır. Kırmızı saten elbisenin gölgelerinde doğal lacivert görülebilir. Kırmızı ve lacivertin birleşmesi ile yer yer oluşan morlarla eserdeki renk kullanımı çok güçlüdür.

Vermeer finansal olarak zora düştüğü 1672 senesinde bile pahalı boya maddeleri kullanmaya devam etti. Bu sebeple Vermeer'in bu maddeleri bir koleksiyoncudan büyük ihtimalle de patronu Pieter Claesz van Ruijven'den tedarik edildiğine inanılmaktadır.

İşlediği konular
Vermeer tablolarından sadece üç tanesine tarih attı. Bunlar: 1656 yılında yaptığı Muhabbet Tellalı, şu anda Louvre'da sergilenen 1668 tarihli Astronom ve Coğrafyacı (1669).
Muhabbet Tellalı'ndan sonra Vermeer'in tüm tabloları çağdaş konuları ele alan daha küçük boyutlu ve mavi, sarı, gri renklerin ağırlıkta olduğu eserler oldu. Genellikle iç mekanlarda bulunan bir ya da iki kişiyi sol tarafta yer alan bir pencereyle betimledi. Düzenlemelerindeki denge ve uzamsal sıra ressamın karakteristiği kabul edilir. Çoğunlukla ev içi aktiviteleri konu ettiği için tablolarında şiirsel bir zamansızlık vardır. Örneğin Açık Pencerenin Yanında Mektup Okuyan Kadın isimli tablosunda bu özellik fark edilebilir. Vermeer bu dönemde sadece iki tane manzara resmi yaptı: Delft Manzarası ve Delft'te bir Sokak.

Onun tavrını yansıtmayan bazı eserlerinin geç dönem tabloları olduğu kabul edilir. İnancın Alegorisi (yaklaşık 1670) ve Mektup (yaklaşık 1670) bunlara örnektir.

Çok tartışılan, Vermeer'in tablolarında rastlanan duru aydınlatmaları, ressamın camera obscura kullanarak elde ettiğine inanılır. Bu etkiye örnek olarak Londra'daki Kraliyet Koleksiyonu'nda yer alan Beyefendiyle Birlikte Klavsenin Yanında Duran Hanımefendi verilebilir. Aynı çalışmasında kadının üzerinde duran aynanın yarattığı yansımalar ressamın optiğe olan merakının bir kanıtı gibidir.
(Kaynak: vikipedia)

Sezai EkinciMarch 16, 2014, 11:43
[1]
Çevrimiçi Üyeler
Üye Ziyaretçi