BABAM İÇİN
İrlandalı yönetmen Jim Sheridan’ın Sol Ayağım: Christy Brown’ın Hikayesi (My Left Foot) filminden sonra yine gerçek bir olayı beyazperdeye taşıdığı 1993 yapımı filmi Babam İçin (In The Name Of The Father), yanlış zamanda yanlış yerde bulunan bir genç Gerry Conlon ve suçsuz olduğuna inanmak istediği oğlunu korumak için hapishanede yatan suçsuz baba Guiseppe Conlon’ın trajik hikayesini anlatıyor. Diğer taraftan suçsuz olduğunu çok iyi bildiği dört gencin hayatını sırf ‘itibarımız canlı kalsın demokrasi ölse de olur’ diyerek hiç gören çok demokratik (!) bir devletin acınası halini gözler önüne seren oldukça huzursuz edici ama varlığı görmezden gelinen bir film Babam İçin.
IRA (İrlanda Kurtuluş Örgütü), İngiltere Krallığı’na tabii olmamak için sokak ortası eylemler düzenlerken hippi çakması Gerry Conlon (Daniel Day-Lewis) ise keyfi hırsızlıklarla günü kotaran, IRA’ya gönül vermesi beklenemeyen havai bir gençtir. Gerry, daha özgür bir mecra olduğunu düşündüğü Londra’ya taşınıp gönlünce akmayı düşünürken, genç askerlerin bulunduğu bir barın havaya uçurulmasından mesul olduğu gerekçesiyle üç arkadaşıyla beraber sorgulanmak üzere içeri alınır. Fakat iş sorguyla da kalmaz bu dörtlü tam 15 yıl, faili olmadıkları bir suçun diyetini ödemekle yükümlü kılınır. Bu dört gencin masum olduğuna inanan genç avukat Gareth Peirce (Emma Thompson ) bu davanın peşini bırakmaz ve suçsuz olduklarını yüce İngiliz adaletine ispat için bütün yolları dener.
Film adalet, aile bağları, baba-oğul uzlaşma ve uzlaşmazlıkları, ırkçılık, merhamet gibi konuları Daniel Day-Lewis’in usta oyunculuğu ve zihinlerden silinmesi zor sahneleriyle sunuyor bizlere. Bunun yanında İrlanda halkının maruz kaldığı emperyalist sindirmeye gerçek hayattan kaynağını alan radikal bir sistem eleştirisi olan film, döneminde 7 dalda Oscar adayı olsa da hiçbir dalda ödülü alamaz. Fakat başka bir sistem eleştirisi olan Steven Spielberg filmi Schindler’in Listesi ise aynı yıl 7 dalda Oscar ödülünü kapıp götürür. Şimdi bu ahval ve şerait içinde mazlumun niteliği hayli tartışılır başka bir konudur. Ayrıca İngiltere’nin filmi tanımayıp bir propaganda filmi olarak nitelemesi de geleneksel itibara halel gelmesin misyonunun başka bir yansımasıdır.
Filmin müziklerinde Bono, Jimmi Hendrix, Bob Marley, Sinead O’Connor gibi kendi halinde muhalif sanatçıları görmek mümkün. Özellikle açılış sahnesinde Bono’nun Gavin Friday ile birlikte seslendirdiği In The Name Of The Father ve son sahnede çalan Sinead O’Connor şarkısı You Made Me The Thief Of Your Heart başat şarkılar.
“Onlara bir çift sözüm var...
babamın suçsuzluğu kanıtlanıncaya kadar, bu davadaki herkesin suçsuzluğu
kanıtlanıncaya kadar, suçlu olanlar adalet önüne çıkarılıp cezalandırılıncaya kadar babam adına ve gerçek uğruna mücadelemi sürdüreceğim!”
Gerry Conlon
NURHAN ÇAĞLAR
İYİ SEYİRLER